Mersin… Hem Doğu Hem Akdeniz
Ellerimiz de, gönlümüz de dolu dolu döndük Mersin’den. Tek bavulla gidip 3 bavulla geldik. Gönlümüzdekiler bizim olsun, bizimle yaşasın. Gördüklerimi, getirdiklerimi ve öğrendiklerimi paylaşacağım sizlerle.
Bir liman kenti olan -hatta ülkemizdeki en büyük liman özelliğini taşıyan- Mersin, ülkemizin en yüksek ikinci gökdeleninin” (Mertim Kulesi: 177 metre) ve Devlet Opera ve Balesi’nin bulunduğu 3. kenttir. 10 km. lik tamamen ağaçlandırılmış, parklarla dolu sahil şeridi ile ise adeta Doğu Akdeniz’in incisidir.
Tantunisi ve cezeryesi ile bilinir en çok Mersin. Kerebiç ve mamül daha az bilinenleridir. Künefenin en lezzetlisini de ancak ve ancak Mersin de yersiniz. Hatay’a özgü bir tatlı olmasına rağmen.
Henüz mamül ve kerebiç yapmaya kalkışmadım ama buradan mamülün , buradan ise kerebiçin tarifine ulaşabilirsiniz. Her ikisi de lezzette son nokta diyebilirim henüz tatmamış olanlarınız için. Kerebiç, çöven otundan yapılmış bir sosa bulanarak yeniyor. Hem lezzetli hem de şifalı. Kerebiçin içi antep fıstığı, mamülün içi ise hurma dolu. Sanırım neden lezzette son nokta dediğimi anlamışsınızdır.
Nuray ablam ve Nurcemal abimin bizi ağırladığı Şamdan’ da yedik künefeyi, laosun üzerine. Aslında Mersin’e gidilir de kebap yemeden gelinir mi?? diyeceksiniz ama, serde İzmir’lilik var ya nerede olsa alıyor burnumuz iyi balığın kokusunu. Künefenin peynirini de Hatay’dan getirttiklerini söylediler. “Ben bunu kesinlikle bitiremem ” dememe karşın baktım ki ilk benim tabağımdaki bitmiş.
Şamdan, henüz yeni olmasına rağmen Mersin’den yolunuz geçerse mutlaka ve mutlaka uğramanız gereken bir lezzet durağı.
Daha neler var neler Mersin’den
şimdilik hoşçakalın
Sevgiler,
1 Comment
[…] Ellerimiz de, gönlümüz de dolu lezzetkahvesi.com […]