17

Kırmızı Ayakkabılar..

Posted by lezzetperisi on 01 Nisan 2012 in Denemeler, Sidebar Photoblog |

Son kurabiye paketini de hazırlayıp sırtını sandalyeye yasladığında saat gece yarısını çoktan geçmişti. Derin bir sessizlik , gecenin odaya yansıyan ışıkları ve naçizane ben diye düşündü. Aklında kırk tilki kuyrukları birbirine değmeyen. Aklında insanlar,aklında hayat,  yaşadıkları ve yaşayamadıkları. Dilinde bir eski melodi, Firuze.. Kimsenin kırmayı beceremediği yüreğinde sevgi selleri. Kurabiyelerine en çok onlardan koyardı. Yavaşça doğruldu, kurabiyeleri bırakıp yazmaya başladı. Yüreğinden kaleme..

Yüreğimden dilime.. demişti yıllar önce de, dilinden öteye gidemeyen sözleriyle.

“Bazıları içsel yolculuğa çıkar. İçine doğru, merkeze doğru,magmaya doğru. Bazıları bilmedikleri yollara düşer hayatın anlamını bulmak için. Farklı yaşantılar, farklı insanlar,farklı inançlar.. fark olunca bulmak daha mı kolay gelir? Böyle dünya kadar kitap görürsünüz raflarda. İlla ki bir yolculuk lazım öyle mi ? Peki ne zaman fark edecek insanoğlu ? Hayat zaten yolculuğun ta kendisi! İnsana, insanca yaşaması için verilen hayat yolculuğun ta kendisi. İşte ne zaman fark edecek, o zaman anlayacak insan gerçeği

Ne bekliyor dersiniz insan? Ne görmeyi umut ediyor yahut ne bulmayı? Aynada gördüğü gerçekten başka. Her sabah ve her akşam ve yine her görmek istediğinde.

Mucize mi beklediği? O zaman mı inanır? Peki mucize görse tanır mı dersiniz ? Yoksa yürüyüp gider mi yanından her sabah her akşam ve yine her görmek istediğinde… ”

Kalemi bıraktı ve gülümsedi.

– Beni bir mucize bile kurtaramaz dedi kendi kendine. Belki mucizeler dizisi o da anca masallarda. Benden masal bile olmaz  Camdan ayakkabılarım bile başka prensesin ayağına tam geldi. Ne komedi dimi. Yıllarca dinlediğimiz masal bile dalga geçti benimle. Tekrar aldı kalemi eline bunu da yazmalıydı şöyle olabilirdi mesela ;

Hiç sindrella olmadım ben hep külkedisi kaldım. Camdan ayakkabılarım olmadı cam kırıkları ile dolu hayatta. Ayakkabılarım başka prensesin ayağına tam geldi ve prensim onunla gitti buralardan. Hayat masal değil ya..

Ama şimdi kırmızı ayakkabılarım var üzerinde dimdik durduğum. Yenilmeden yıkılmadan hayata.

Üzülme Der Mevlana.. Ve Devam Eder; Kaybettiğin Herşey Bir Gün Başka Surette Geri Döner.. Camdan ayakkabılar yerine kırmızı ayakkabılar.
Sahi sevmek neydi? neydi özlemek? aşk neydi? Hangi zaman diliminde aldılar elimizden. Yok, bu kadar kibar değil kanırta kanırta söktüler, yarayı deşe deşe hiç acımadan.
Bilmediler ki aşk bağı ile bağlanan gönülü güç yetmez koparmaya.
Üzerine ne yaşarsan yaşa, her nerede ararsan ara o zaman dilimine bağlısın aslında
En son nerede yenildiysen aşka.
Bu boyaya battın mı bir kere dönüş yok bir daha geriye
Zamanın aşk, mekanın aşk
Tırnağının ucundan,saçının teline sende ışıldayan aşk.
Yok öyle basit değil,  kavuşmak değil mesela
Mucize bile kurtaramaz artık derken sahip çıkmak O’na
İncitmeden, örselemeden yetinmeyi bilmek demek mesela.
“Gitme” demek değil, sessizce dönüşü bile beklemek yasakken sana
Ardından bakmak yıllarca.
Bahsetmeyin bana yalan sevdalardan aşkın boyasına batmadan
İlk engelde tökezlersiniz gelirseniz  peşimden
Göklerin, yerin ve dağların yüklenemediği emaneti taşımayı bilmeden.
Kalemi tekrar bıraktı.. Gün doğmak üzereydi. Vakit; ayakkabıları giyme vakti..
devam edecek…
Yazıdaki fotoğraflarda tarafıma aittir.

17 Comments

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Copyright © 2010-2024 LEZZET KAHVESİNE HOŞ GELDİNİZ All rights reserved.
This site is using the Desk Mess Mirrored theme, v2.5, from BuyNowShop.com.